Kayıtlar

Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖĞRETMENE GELEN HEDİYE PAKETLERİ

Resim
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti düzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve  - Sanırım bu bir buket çiçek..?  - Doğru..  Nerden bildiniz öğretmenim ??  - Şey, tahmin ettim.. Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır.  O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:  - Sanırım bu bir kutu çikolata..  - Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??  - Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..  Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:  - Bu şarap olabilir mi ?  - Hayır öğretmenim !! …diye bağırır çocuk heyecanla. Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:  - Şampanya öyleyse...?  Daha da heyecanlanan çocuk .. - HAYIR öğretmenim !! Öğretmen sızın

FİTNE KOMŞU

Resim
Ebû Müslim Havlânî, mâneviyat büyüklerinin hem de ileri gelenlerindendir. Kendisi ibadette, ahlâkta, zühd ve takvâda örnek bir tasavvuf büyüğüdür. Tâbiîn zamanında İslâm’a girmiş, ciddî bir araştırma tahkikten sonra girdiği İslâm’da öylesine ilerlemiş ki, kendinden önce girenler ondan sonraya kalmış, ondan feyiz alıp nasihat dinler olmuşlardır. Ebû Müslim’in kendisi ilerleyip de hanımı geride kalmış değildi. Hanımı da hemen kendisine yakın şekilde mânen ilerlemiş, beyinin takvâsına yaklaşan bir iktisad ve kanâat ehli hâline gelmişti. Bu yüzden birlikte oruç tutarlar, birlikte gece namazı kılarlar, yine birlikte vakit namazlarına hazırlanırlardı. Hattâ “Hılletü’l-Evliyâ”da anlatıldığına göre, Ebû Müslim camiye giderken tekbir alarak evinden çıkar, namaza yönelirdi. Hanımı da onu tekbirle uğurlar, yine tekbirle karşılardı. Ancak, bir gün durum değişti. Ebû Müslim, cami dönüşü evinin avlusuna girdiği halde tekbir sesi işitmemiş, bunun bir sebebi olacağını düşünmeye başlamıştı. Halbuk

SİNANIN MİMARİ DEHASI

Resim
Mimar Sinan'ın ileri görüşlülüğü ve Süleymaniye Camisi'nin yapılış hikayesi Süleymaniye Camisi hakkında bu zamana kadar yazılmış birden fazla hikaye bulunur. Kimi doğruluğa yakın, kimi ise şehir efsanesi... Fakat bilinen bir şey vardır ki o da; bu kutsal yapının, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildiği. Fatih'te bulunan bu cami ve külliyesinin yapımı tam 7 sene sürer. Bu durum Sultan Süleyman'ın epey bir canını sıkar. Herkes, Mimar Sinan'ın yapıyı niçin açmadığını anlamak ister. Bu belirsizlik, çeşitli dedikoduların yayılmasına sebep olur. Artık duruma bir nokta koymak isteyen Kanuni Sultan Süleyman, durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gider. Mimar Sinan için; camiinin ortasına geçer ve nargilesini tüttürür şeklindeki yorumlar, Sultan Süleyman'ın o zamana kadar duyduğu dedikodulardan sadece birkaçıdır. Muhteşem yapının içine giren Kanuni'nin gördüğü m

MEVLANA TERBİYESİ

Resim
Bir gece bir genç kör kütük sarhoş olur. Yola koyulur. Hz. Mevlana'nın hayır duasını almak için. Geceymiş geç saatmiş dinlemez. Evin kapısına gelir ve kapıyı çalar. Hz. Mevlana'nın talebeleri kapıyı açarlar. Gence ne istediğini sorarlar. Genç: "Mevlana'nın hayır duasını almak için geldim" der. Talebeleri: "Şuanda hocamız istirahat halinde ve saat çok geç. Daha sonra gel"derler. Genç ısrar eder ve illa onun hayır duasını şimdi alıcam gitmem der. İnat eder ve gitmez. Hz. Mevlana gürültüleri duyar ve uyanır. Gelir kapıya ve "Ne oluyor, nedir bu gürültü" der. Talebeleri cevap verir: "Efendim sizin hayır duanızı almak için gelmiş bu sarhoş bizde istirahatte olduğunuzu ve daha sonra gelmesini söyledik" derler. Mevlana şu cevabı verir talebelerine: O, gecenin bu vaktinde bizim yolumuzu bulmuş gelmişken, hem de kör kütük sarhoşken, siz hangi ayık kafayla onu geri göndermek istersiniz! Der