Güzel Hikayeler

İstiğfarın hikmeti: 14 asır sonra keşfedilmiş olan i nsan vücudu bir depo gibidir, neşe acı ve hüzün hepsi birarada bulunmaktadır. Göz kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder. Faydalı veya zararlı herşeyi yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kâbus gibi gösterir insana. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem  bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir bunun ilmi araştırması sonucunda: istiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde hipofiz bezine değer, ipofiz bezi başın üst bölümünde yer alır. Görevi hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan (endişe) arındırır o lumlu duygulara sevkeder. Vücudu oksidanlardan temizler tüm bedene oksijene doyurur.. SubhanAllah..  İblis ALLAH (Azze ve Celle'ye) "Senin izzeti ve Celaline yemin ederimki kullarını saptıracağım" demişti. Allahu Teâla'da: İzzetim ve Celâlime yemin olsunki o nlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım "buyurur. Çokça İstiğ

Abdestin bilimsel olarak ispatlanan "BAN" (Biyolojik Aktif Noktaların) faaliyete geçirdiği, "agresi" noktalarla vücudun tümünde şifa ve onarım etkisi yaptıgı malümunuzdur.  Şimdi ise çok ilginç ve yeni bir gelişmeden söz edeceğim.. Dr. Robert kenzi:  kullandığı termal kamerayla görüntüleme yapan Dr. bazı ışın harelerinden yola çıkarak hastalarına teşhis koyuyordu. 50 bin kişide bazı bölgelerde görülmeyen harelerin normal olduğuna kanaat getiriken, bir müslüman hastanın teşhisini yaparken enteresan bir şey çıktı karşısına, oda abdestin nuruydu... Nijeryalı bir müslüman hastada edindiği izlenim kanaatinin değişmesine sebep olmuştu o kişinin vücudundaki ışın hareleri eşit orandaydı. Bunun üzerine bilim adamı bu defa kendisini tespit etmek istedi, abdestin düzenini bilmeksizin öylesine gördüklerini uyguladı fakat ışın hareleri tam eşit çıkmadı. Müslüman birisinden destek istedi, İslami usüle göre abdestini aldı ve harelerin tamamının düzenli olarak çıktığını gö

Simit almak için sıraya girdim. Sıra çok kalabalıktı. 20 dakika kadar sırada kaldım. Hemen önümde bir kız çocuğu ve babası var. Babası gömlek düğmelerini boğazına kadar düğümlemiş. Tertemiz giyinmiş ancak kıyafetleri eski. Ayakkabıları kösele, eski ve yazlık. Anladım ki; Güngörmüş bir adam... Çocuk iki de bir ‘’Hadi baba, acıktım gelmedi mi sıra daha’’ diye söyleniyor... Sonunda sıra onlara geldi. Adam bir simit istedi. Çocuk itiraz etti: ‘’Baba, ben tahinliden de istiyorum’’ diye. Babası "sus!" der gibi sessizce kaşlarını kaldırdı, ‘’Olmaz!’’ demek istedi. Bozuk birkaç adet parayı uzatırken paranın birtanesi yere düştü, tezgahın altına gitti. Adam diz çöküp almaya çalışırken, Simitçi: ‘’Boşver be abi, önemli değil!" diye söyledi. Baba kısık sesle: - ‘’Abi başka paramız yok, eksik kaldı. Hakkını helal et!’’ deyince, simitçi:  -"Oturun sehpaya biraz; sıcak çıkınca ben getireceğim’’ dedi. Adam eksik para verme mahçubiyeti ile en köşeye oturdu. Ben de bu arada